Yeni Vergi Düzenlemelerine Genel Bakış

Ekonomik kriz dönemlerinde vergi; Devletlerin müracaat ettiği evrensel bir araç konumundadır. Bu gibi durumlarda devletler vergilendirme sisteminde değişikliklere giderek ekonomiye yön vermeye çalışırlar.

Ancak yine evrensel olsan bir şey vardır ki o da, daralan ekonomilerde vergi oranları artırılarak veya yeni vergiler koyularak devletin geliri artırılamaz. Vergi oranlarının artırılması ve yeni vergiler koyulması mükellefler tarafından tepki ile karşılanır ve bir direnç oluşur.

Verginin yine evrensel uygulamaları,
– Verginin genele yayılması,
– Verginin adaletli ve dengeli olması,
– Beyan usulüne dayanması
– Kolay ve basit uygulanabilmesi sayılabilir.

Ülkemizde vergi uygulamalarının esası ile anayasamızın 73. Maddesi ile belirlenmiştir. Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Söz konusu madde hükmünde “Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.”Hükmü yer almaktadır. Yapılan yeni değişikliklerin de bu kısa ve evrensel açıklamalar ışığında değerlendirilmesi yerinde olacaktır.

DİJİTAL HİZMET VERGİSİ

Yeni düzenleme ile getirilen yeni vergilerimizden bir tanesi Dijital Hizmet Vergisi’dir. Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri, sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazların kullanılmasına yönelik dijital ortamda sağlanan sunulan hizmetler ile beraber, kullanıcıların birbirleriyle etkileşimde geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri, dijital ortamda verilen aracılık hizmetleri dijital hizmet vergisine tabidir.

Dijital Hizmet Vergisi’nin oranı %7.5 olarak kabul edilmiştir.

Söz konusu düzenlene dünyada ilk ve tek olarak uygulamaya geçecek olup, dikkatli bir şekilde uygulanması gerekecektir. Dikkatli olunması gereken konu vergilendirmeye ilişkin usul ve esasları belirlerken dünyada ilk olunması değil sektörün vergilendirme karşısında vereceği tepkinin dikkate alınmasıdır. Çünkü sektörün olumsuz tepki vermesi halinde sektörün gelişmesine engel olunduğu gibi, vergi mükelleflerinin hizmetlerini vergiye tabi olmayan diğer ülkeler üzerinden verilmesine gündeme gelecektir. Her ne kadar kanun metninde dijital hizmet vergisi için tam veya dar mükellefiyet fark etmez denilmişse de (yani Türkiye’ye yerleşmiş ve Türkiye dışında yerleşik olması) bu durumun nasıl uygulanacağı nasıl takip edilip vergilendirmenin nasıl yapılacağı merak uyandıran uygulamalardan bir tanesi olacaktır. Yine merak uyandıran diğer bir uygulama ise, muafiyet uygulaması için dünya genelinde elde edilen hasılatın 750 milyon eurodan az olmasının nasıl tespit edilip uygulanabileceğidir.

KONAKLAMA VERGİSİ

Yeni düzenleme getirilen ikinci vergimiz ise; konaklama vergisidir. Söz konusu kanun ile turizm sektörünün yükü artırılmıştır. Kanun teklif aşamasında verginin oranı %2 olarak belirlenmişken Meclis görüşmelerinde oran maktu tutara çevrilmiş olup otellerin yıldız sayılarına uygun bir düzenleme benimsenmiştir.

Buna göre;
Kişi başına gecelik konaklama vergisi
– 5 yıldızlı otel ve tatil köyleri için 18 TL
– Butik oteller ve özel konaklama tesisleri için 18 TL
– 4 yıldızlı otel ve tatil köyleri için 12 TL
– 3 yıldızlı otel ve belediye belgeler konaklama tesisleri için 9 TL
– 2 ve 1 yıldızlı oteller, pansiyon, motel, apart otel, kampingler için 6 TL belirlenmiştir.

Söz konusu vergiler yerli ve yabancı turistlerin tamamına uygulanacaktır.

Dolayısıyla ülkemizde konaklama vergisi tutarında zamlanmış olacaktır. Turizm Tanıtma Ajansı’mızın kurulması aşamasında getirilmesi düşünülen ve kanun teklifinde var olan vergilendirme gelen tepkiler üzerine ertelenmişti 3 ay sonra yeniden gündeme geldi ve komisyonda kabul edildi. Turizm Tanıtıma Ajansı’mız kurulurken alınması planlanan vergiye itiraz edenlerden birisinde bendim. Gelin altın yumurtlayan tavuğu ( turizm ) kesmeyelim diye çağrıda bulunmuştum. Bu sene ülkemizde faaliyet gösteren en karlı sektörün turizm olduğunu ancak bu kârlılığın döviz yükselmesine bağlı olarak ülkemizde turizmin ucuzlamış olmasından kaynaklanan bir işlem olduğunun altını çizerek açıklamıştım.

Gelinen nokta ne kadar haklı olduğu ortaya çıkardı elde edilen verilere göre turizmden elde ettiğimiz gelir ancak 2014 yılı seviyelerine ulaşmış iken, ülkemizi ziyaret eden turist sayısında rekor üstüne rekor kırıyoruz. Yani daha çok turist misafir ederek daha az para kazanıyoruz. Kazandığımız para 5. Yıl önceki rakamlara yeni ulaştı. Aslında sektörde karda değil ama dövizin yüksekmiş olması nedeniyle ülkemizde turizm ucuzladı. Yani sektörü bir şekilde etkileyeceği kesin ama nasıl etkileyeceğini sektör temsilcilerine bırakıp görmek yerinde olacaktır. Ancak sektörün turizm payı ve konaklama vergisi adı altında 2 ayrı vergi yükü ile karşı karşıya olduğunu bunun ekonomik yönü dışında yapılması gereken iş ve işlemler nedeniyle de ayrı bir yük getirdiğinin altını çizmeden edemeyeceğim.

DEĞERLİ KONUT VERGİSİ

Yeni getirilen vergilerimizden bir tanesi de Değerli Konut Vergisi’dir. Söz konusu vergi ile Türkiye sınırları içinde bulunan mesken nitelikli taşınmazlardan değeri 5.000.000 TL’yi aşanlar bu verginin konusunu oluşturmaktadır.

Bu na göre konutun Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nce belirlenen konut değeri;
– 5.000.000 ile 7.500.000 TL arası olanlar yıllık binde 3 oranında,
– 7.500.000 ile 10.000.000 TL arası olanlar yıllık binde 6 oranında,
– 10.000.000 TL yi aşan konutlar ise % 1 oranında vergi ödeyeceklerdir.

Söz konusu vergi, geliri değilde bize göre Serveti vergilendirmeye yönelik bir vergi olması ve evrensel vergilendirme ilkelerine uygun olmaması nedeniyle çokça tartışılacak gibi gözükmektedir. Sadece gelir yaratmaya yönelik bir uygulama olarak tarafımızdan değerlendirilmektedir.

GELİR VERGİSİ KANUNU’NDAKİ DÜZENLEMELER;

a) Gelir Vergisi dilimleri değiştirilmiştir

Gelir vergisi dilimleri değiştirilmiş 5 ayrı vergi dilimi oluşturulmuş olup 500.000 TL üzerinde gelir elde edenlerin %40 oranında vergilendirilmesi esası getirilmiştir. Söz konusu düzenlemenin amacı çok kazanandan çok vergi almak olarak açıklanılmıştır. Kurumlar vergisi oranının daha düşük olması nedeniyle, Kişiler gelir vergisi mükellefi olmak yerine kurumlar vergisi mükellefi olmayı tercih edecekler bu nedenle de yüksek oranla % 40 tutarlı gelir vergisi ödemek yerine %20 tutarlı oranda kurumlar vergisi ödeyeceklerdir. Dolayısıyla bize göre gelir vergisi mükellefleri azalırken, tek kişilik şirketlerin kurulma sayısı buna bağlı olarakta kurumlar vergisi mükellef sayısında gözle görülür bir artış olacaktır.

b) Tek işverenden alınan ücretlere de beyan zorunluluğu getirilmiştir

Mevcut vergi düzenlemelerimizde tek işverenden alınan ücretin tutarı ne olursa olsun beyan zorunluğu bulunmamaktadır. Yapılan yeni düzenleme ile tek işverenden alınan tutarı 500.000 TL’yi aşan ücretlerin beyan edilmesi esası getirilmiştir. Bu sayede beyannameli mükellef sayısının artırılması ve yüksek gelir elde edenin yüksek oranda vergilendirilmesi amaçlanmıştır. Bize göre mükelleflerin beyan usülü ile vergilendirilmesi doğru bir yöntemdir. Ancak beyanname vermeyenlerin sadece tevkifat usülü ile vergilendirilenlerin beyanname vermeye zorlanması verginin kolay ve basit olması ilkesine aykırıdır. Bence söz konusu vergi düzenlemeleri arasında yer alan önemli düzenlemelerden bir tanesi de budur. Çünkü çok fazla kişiye beyanname verme yükümlülüğü getirmektedir.

c) Hakemlere yönelik var olan istisna kaldırılmıştır

Spor müsabakalarını yöneten hakemlere ödenen ücretler için var olan istisna kaldırılmıştır. Yeni düzenleme ile hakemlere ödenen ücretlerde vergilendirilmesi sağlanacaktır.

d) Serbest meslek kazanç istisnası kaldırılmıştır

Mevcut uygulama ile mükellif, mütercim, heykel traş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat gelir vergisinden müstesna tutulmaktadırlar. Yeni yapılan düzenlem ile söz konusu meslek gruplarından 500.000 TL ve üzerinde gelir elde edenlerin vergilendirilmesi esası getirilmiştir.

e) Binek otomobillerin giderleştirmesine sınır getirilmiştir

Binek otonomilerin işletmenin aktifine kayıt edilmesi sırasında ödenen ÖTV ve KDV matrahının gider yazılmasında kalan matrahın amortismana tabi tutulmasında mevcut uygulamada herhangi bir sınırlama bulunmazken, yapılan yeni düzelme ile söz konusu işlemlere sınırlamalar getirilmiştir. Buna göre ilk el için alınan binek otomobillerin ÖTV ve KDV toplamı 115.000 TL si gider olarak yazılıp amortisman ayrılabilir, ÖTV ve KDV den sonra kalan 135.000 TL’si amortismana tabi tutulabilir.

İkinci el olarak alınan binek otomobillerinin ise 250.000 TL’ye kadar olan tutarları amortisman ayrılarak gider olarak yazılabilecektir.

Söz konusu düzenleme ile işletmenin aktifine alınıp gider yazılabilecek binek otomobillerine bir sınır getirilerek 250.000 TL’nin üzerinde olan araçların ancak bu tutara kadar gider yazabileceği belirtilmiştir. Yine aynı şekilde söz konusu bu araçlara ait yıl içinde gerçekleşen yakıt, sigorta bakım ve benzeri giderlerin tamamı değil %70’i gider olarak kullanılabilecektir.
Bu durum ister istemez işletmelerin vergi planlanması amacıyla ile araç alımına engel olacak ve bırakın lüks araçları tutarı 250.000 TL olan araçların satışını azaltacaktır. Sektör bu uygulamadan ister istemez zarar görecektir. Ayrıca söz konusu işlem vergilendirmenin genel ilkelerini de aykırı bir durum oluşturmaktadır. İşle ilgili olan ve işte kullanılan araçların giderlerinin tamamının kabul edilmemesi vergilendirmenin genel mantığındaki aykırıdır.

e) Kiralık araç uygulaması

Kiralık araçlarında gider olarak yazılmasında mevcut uygulamada hiçbir kısıtlama bulunmazken yeni uygulama ile aylık 5.500 TL’lik bir sınır getirilmiştir. Yani 5.500 TL ye kadar olan tutar gider yazılabilirken, aşan tutar gider yazılamayacaktır.

ULAŞIM BEDELİ İSTİSNASI

Yeni bir uygulama olarak mevzuat sistemimize girmiş bulunmaktadır. İşverenlerce taşıma hizmeti verilmemesi halinde, bir günlük 10 tl olarak belirlenen ulaşım bedeli, toplu taşıma kartı veya bileti temini suretiyle sağlanan menfaatlerin gelir vergisinden istisna edilmesi uygulaması getirilmiştir. Söz konusu uygulama yerinde bir davranış olarak değerlendirilmektedir.

VERGİSİNİ DÜZENLİ ÖDEYEN MÜKELLEFLER İÇİN İNDİRİM

Daha önce çıkarılan vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimini düzenleyen ancak istenilen bilgi ve belgelerin çokluğu nedeniyle fiilen uygulama imkanı kalmayan işlemin kullanılabilmesi için gereken prosedür azaltılarak, mükelleflerin söz konusu indirim hakkından daha kolay olarak faydanılmasının önü açılmıştır. Yani mevcut olan bir uygulama daha basit hale getirilmiştir. Bize göre söz konusu uygulamada gayet yerinde olarak getirilen bir değişikliktir.

YENİ BİR MÜESSESE KANUN YOLUYLA VAZGEÇME

Mevcut tasarı ile yeni müessese oluşturulmuştur. Buna göre vergi ve ceza ihbarnamelerine karşı açılan davalarda, vergi mahkemelerince verilen istinat yolu açık kararlar ile bölge idare mahkemesince verilen temyiz yolu açık kararlarda;
– Kaldırılan vergi tutarının %60’ı tasdik edilen vergi tutarının tamamı ile tasdik edilen vergi vergi tutarına ilişkin cezasının %75.
– Vergi ziyaı cezaları, usulsüzlük cezaları ve özel usülsüzlük cezalarının kaldırılan tutarın %25’i tasdik edilen tutarın %75’inin ödenmesi halinde söz konusu ihtilaf sona ermektedir.

Mükellef ile idare arasında uyuşmazlıkları sona erdirmek amacıyla getirilmiş yerinde bir uygulama olarak tarafımızdan değerlendirilmektedir. Keşke mükellef lehine indirim oranlardaki biraz daha fazla tutulsaydı da uygulama alanı daha geniş olabilseydi.

Yılmaz Sezer
Güncel Group

Image placeholder

Muhammed Karabağ

1989 yılında Dicle Üniversitesi İşletme ve 1995 yılında da Anadolu Üniversitesi İktisat bölümlerinden mezun oldu. 1999 yılından beri Avcılar'da kendi ofisinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olarak çalışan Karabağ, kurucusu ve ortağı olduğu Avcılar'daki Bağımsız Denetim A.Ş.'de Yönetim Kurulu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettirmektedir.

Yorumlar

Bu habere henüz yorum yapılmadı.