Binek Otomobillere Gider ve Amortisman Kısıtlaması

Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Özellikle binek otomobillerin giderleri ile amortismanlarının vergi matrahının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınmasına yönelik ciddi kısıtlamalar geliyor.

Binek otomobillerin tamir, bakım, onarım ve akaryakıt giderleri ile amortismanlarının ne kadarının gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınacağı konusunda Eskiye mi dönülüyor? işte detayları!..

Ne zaman ekonomik bir tedbir alınması gerekse, yeni vergi önlemleri ve yeni vergiler gündeme gelse, ilk akla gelen iki şey; gayrimenkul ve binek otomobil. Bu düşünce sadece bu döneme ilişkin değil, öteden bu yana aynı. Kişiler değişse de, düşünce hiç değişmiyor.

Şu an TBMM Genel Kurulu gündeminde bulunan “Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”nde de aynı düşünce söz konusu. Birkaçı dışında en önemli düzenlemeler gayrimenkul ve binek otomobillerle ilgili. İlginç değil mi?

Özellikle binek otomobillerin giderleri ile amortismanlarının vergi matrahının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınmasına yönelik ciddi kısıtlamalar getiriliyor.

Mevcut Uygulama Nasıldı?

Mevcut uygulamada,

- İşletme aktifine kayıtlı olup kazancın elde edilmesinde kullanılan binek otomobillerin amortisman başta olmak üzere kiralama bedeli dahil bütün giderleri (motorlu taşıtlar vergisi hariç),

-  Serbest meslek kazanç defterine kayıtlı olup kazancın elde edilmesinde kullanılan binek otomobillerin amortisman başta olmak üzere kiralama dahil bütün giderleri (motorlu taşıtlar vergisi hariç)

kazancın tespitinde indirilecek gider olarak kabul ediliyor. Bu uygulama, 1 Ocak 1999 tarihinden bu yana yürürlükte.

Sadece, binek otomobillerin amortismanına yönelik bir sınırlama var, o da KIST AMORTİSMAN. Kıst amortisman uygulamasında binek otomobillerinin iktisap edildiği ilk hesap döneminde dönemin bitimine kaç ay kalmışsa, ay kesri tam sayılmak suretiyle kalan aylar için amortisman hesaplanıyor, ayrılmayan süreye isabet eden bakiye ise, son yıla ekleniyor.

Mevcut Uygulamadan Önceki Düzenleme Nasıldı?

Mevcut uygulamadan yani 1 Ocak 1999 tarihinden önceki uygulamada ise,

- İşletme aktifine kayıtlı ve işte kullanılan binek otomobillerin giderleri ile amortismanlarının  yarısı ticari kazancın tespitinde gider olarak kabul edilirken,

-  Serbest meslek faaliyetlerinde kullanılan binek otomobillerin giderleri ile amortismanları serbest meslek kazancının tespitinde indirilecek gider olarak kabul edilmiyordu.

Torba Yasa İle Getirilen Kısıtlamalar Neler? Vergi Mükellefleri Bundan Nasıl Etkilenecek?

Binek otomobillerin giderleri ile amortismanlarına ilişkin olarak Torba Yasa Teklifi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ve 68. Maddelerine eklenen parantez içi hükümlerle getirilmesi öngörülen ve mükellefler aleyhine kısıtlamalar içeren yeni düzenlemeler aynen aşağıda yer alıyor:

MADDE 13- 193 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1), (5) ve (7) numaralı bentlerine sırasıyla aşağıdaki parantez içi hükümler eklenmiştir.

"(Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 Türk lirasına kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 Türk lirasına kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir.)"

"(Şu kadar ki faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’i indirilebilir.)"

“(Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 Türk lirasını, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde, amortismana tabi tutarı 250.000 Türk lirasını aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı, gider yazılabilir. Bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınır.)"

MADDE 14- 193 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının (4) ve (5) numaralı bentlerine sırasıyla aşağıdaki parantez içi hükümler eklenmiştir.

“(Şu kadar ki özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 Türk lirasını, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde, amortismana tabi tutarı 250.000 Türk lirasını aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı, gider yazılabilir. Bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınır.)”

“(Şu kadar ki binek otomobillerine ilişkin giderlerin en fazla %70’i ve kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 Türk lirasına kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabında ödenen özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 Türk lirasına kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir.)”

Torba Yasa Teklifi’nin gerekçesinde, binek otomobillerin aktife veya envantere dahil olduğu halde şahsi ihtiyaçlar için kullanıldığı ve bu binek otomobillerin giderlerinin ve amortismanlarının gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alındığının görüldüğü, bu tür suiistimallerin önlenmesi için bu düzenlemelerin yapıldığı ifade ediliyor.

İncelenmesinden de fark edileceği üzere, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların (sürücü kursları, rent a car ve taksi işletmeleri vb.) bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere,

- Kira Bedeli Kısıtlaması

Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 TL’ye kadarlık kısmı, ticari kazancın (şirketler açısından kurum kazancı) tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınabilecek. Aşan kısım gider yazılamayacak.

- ÖTV ve KDV’nin Gider Yazılabilmesine İlişkin Kısıtlama

Binek otomobillerinin iktisabına ilişkin ÖTV ve KDV toplamının en fazla 115.000 TL’ye kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilecek. Üstü gider yazılamayacak. Mevcut uygulamada, ÖTV ve KDV toplamı tutara bakılmaksızın doğrudan gider olarak yazılabiliniyordu.

- Binek Otomobil Giderlerine İlişkin Tutar Kısıtlaması

Binek otomobillere ilişkin olarak yapılan tamir, bakım, onarım, sigorta vb. giderlerin en fazla % 70’i gider olarak yazılabilecek, kalan % 30’luk kısmı ise gider olarak dikkate alınamayacak.

- Amortisman Ayrılacak Binek Otomobil Bedeline İlişkin Kısıtlama

ÖTV ve KDV hariç ilk iktisap bedeli 135.000 TL’yi, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde, amortismana tabi tutarı 250.000 TL’yi aşan binek otomobillerin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak yazılabilecek,  kalan kısmı gider olarak dikkate alınamayacak.

Aynı esaslar serbest meslek kazançları için de geçerli.

Torba Yasa İle Getirilen Bu Kısıtlamalar Ne Zaman Yürürlüğe Giriyor?

Torba Yasa Teklifi’nin "Yürürlük" başlıklı 44. Maddesinin 1/d fıkrasında, bu düzenlemelerin 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi gelir ve kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtiliyor.

Bunun açıklamasını şu şekilde yapabiliriz:

- 2019 yılı sonuna kadar binek otomobil alan vergi mükellefleri, ÖTV ve KDV toplamının tamamını gider olarak yazabilir ve vergi matrahından düşebilir.

- 2019 yılı sonuna kadar satın alınan binek otomobillerin amortismanı ile ilgili bir sınırlama olup olmayacağı konusunda ciddi tereddütler ve karmaşıklık söz konusu.  Bazı uzmanlar, madde hükmünde yer alan "Bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınır.)" şeklindeki düzenleme nedeniyle, 2019 yılı içinde olmakla beraber Torba Kanun yürürlüğe girdikten sonra alınan binek otomobiller için amortisman kısıtlamasının uygulanacağı görüşünde. Bize göre, 2019 yılı sonuna kadar alınan binek otomobiller için, Torba Kanun ile getirilen amortisman kısıtlamasının uygulanması söz konusu olamaz. Çünkü, söz konusu düzenleme 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi gelir ve kazançlarına uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğinden, amortisman ayrılmasına ilişkin düzenlemenin 2019’da uygulanması söz konusu olamaz.

Sonuç Olarak;

Vergi mükelleflerine özel harcamaları dahil her türlü giderlerini gelir ve kurumlar vergisi matrahlarından düşebilmelerine olanak sağlanmalı, bu konuda kendilerine hiçbir kısıtlama getirilmemeli. Buna karşılık, sağlanan bu imkanlara rağmen vergi kaybına neden olanlar ise affedilmemeli, haklarında gerekli işlemler yapılmalı, ziyaa uğrattıkları vergiler katıyla alınmalı. Bu, çağdaş vergiciliğin de bir gereği. Vergi matrahından indirilecek giderlerin kısıtlanması, mükellefler yanlış yollara itebilir. Bu da, idare mükellef arasındaki ilişkilerin gerilmesine ve yıllar süren ihtilafların başlamasına neden olabilir. İndirilecek giderlerin geniş tutulması gerekirken, gitgide daraltılmasını doğru bulmuyoruz. Ayrıca, binek otomobil giderleri ile amortismanlarına getirilen bu kısıtlamaların, üst düzey binek otomobil alımlarını olumsuz yönde etkileyeceğini düşünüyoruz. Devletimizin binek otomobillerde en çok vergiyi (bedelin % 70’i ÖTV ve KDV) üst segment araçlardan aldığını gözönüne alırsak, bu kısıtlamaların bu araçlara olan talepte ciddi düşüşlere neden olacağını düşünmek izahtan varestedir. Bu düzenlemelerin TBMM Genel Kurul görüşmelerinde yeniden ele alınmasında fayda görüyoruz.

Abdullah Tolu

Image placeholder

Muhammed Karabağ

1989 yılında Dicle Üniversitesi İşletme ve 1995 yılında da Anadolu Üniversitesi İktisat bölümlerinden mezun oldu. 1999 yılından beri Avcılar'da kendi ofisinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olarak çalışan Karabağ, kurucusu ve ortağı olduğu Avcılar'daki Bağımsız Denetim A.Ş.'de Yönetim Kurulu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettirmektedir.

Yorumlar

Bu habere henüz yorum yapılmadı.